Her yıl 5 Mayıs Dünya Ebeler Günü olarak kutlanıyor. Ebeliğin, önlenebilir anne ve yenidoğan ölümlerinin tespit ve takibinde çok önemli bir meslek dalı olduğunun altını çizen uzmanlar tahminlere göre önlenebilir ölümler nedeniyle dünyada her 11 saniyede bir anne ve bebek ölümü gerçekleştiğini söylüyor. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ayça Demir Yıldırım, “Önlenebilir anne ve bebek ölümü hiçbir şekilde kabul edilemez ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri içerisinde en başta yer alan konulardan biridir. Ülkelerin kalkınma göstergesi olan anne ve yenidoğan ölümlerini önlemek için doğum öncesi dönemde gebelerin risklerinin erken tanılanması, gerekli önlemlerin alınması ve tedavilerin yapılması hayati bir yere sahiptir.” dedi.
5 Mayıs Dünya Ebeler Günü kapsamında dünya ve Türkiye’deki ebelik hizmetlerine ve önemine dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ayça Demir Yıldırım sağlıklı ve riskli gebelik hakkında bilgi verdi ve önlenebilir anne ve bebek ölümlerinin ülkelerin refah seviyesinin göstergesi olduğunu söyledi.
Gebelikler düşük, orta ve yüksek riskli olmak üzere sınıflandırılmaktadır
Riskli ve sağlıklı gebelik tanısı aşamalarından bahseden Dr. Yıldırım, “Gebelik bir aile için yeni başlangıçları, umudu ve heyecanı beraberinde getirir. Doğum öncesi dönem birçok kadın için sorunsuz geçse de bazı anne adaylarında riskleri de barındırır. Bu durum ise riskli gebelik olarak değerlendirilir. Gebelikler düşük, orta ve yüksek riskli olmak üzere sınıflandırılır. Gebelik tanısı konulan tüm gebelikler düşük riskli gruba girmektedir. Gebelik izlemlerinde normalden sapmaların takip edilmesi gerektiği durumlarda ve kontrol altına alınabilen durumlarda orta derecede gebelik izlemlerindeki normalden sapmalar anne ve fetüsün hayatını tehdit ettiği durumlarda ise yüksek riskli gebelik grubuna girer.” şeklinde tanımladı.
Gebelikteki risklerin tespitiyle anne ve bebek ölümlerinin önüne geçilebilir
Önlenebilir anne ve yenidoğan ölümlerinin gebelikte risklerin tespit edilmemesinden kaynaklandığını belirten Dr. Yıldırım, “Tahminlere göre önlenebilir ölümler nedeniyle dünyada 2.8 milyon gebe kadın ve yenidoğan ölüyor; yani her 11 saniyede bir ölüm gerçekleşiyor. Önlenebilir anne ve bebek ölümü hiçbir şekilde kabul edilemez ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri içerisinde en başta yer alan konulardan biridir.” dedi.
Gebelikte ortaya çıkan risk faktörleri çok çeşitlidir
Gebeliğin ilk başında ortaya çıkan risk faktörünün yaş olduğunu söyleyen Dr. Ayça Demir Yıldırım, 18 yaş altı veya 35 yaş üstünün riskli dönemler olduğunu söyleyerek diğer faktörleri; “Aşırı kilo veya zayıflık, sigara-alkol kullanımı, sık gebelik geçirmek, akraba evliliği, sezaryen olmak… Bunları takiben anne adayında gebelik öncesi hastalıklar da (hiper tansiyon, diyabet, kalp hastalıkları, troid, epilepsi, astım gibi) risk oluşturmaktadır. Gebelik takipleri sırasında ortaya çıkan risklerde bulunuyor. Bunlar; kanama, çoğul gebelik, suyun gelmesi, erken doğum tehdidi, düşük tehdidi, plesantal anomaliler, gebeliğin tetiklediği tansiyon (pre-eklepsi) veya şeker (gestasyonel diyabet) gibi durumlardır. Gebeliğin getirdiği risklerle birlikte çevresel etmenlerde gebelikte riskler oluşturur. Son yıllarda gebeler için risk oluşturan bir durum da Covid-19 pandemisi.” şeklinde sıraladı.
“Riskli gebelik durumlarında anne ve bebeğin sağlığını korumak ebelerin görevidir”
Riskli gebeliklerin önüne geçilmesinde erken tanılanmanın önemine dikkat çeken Dr. Yıldırım ebelere düşen önemli görevleri şu sözlerle anlattı:
“Ülkelerin kalkınma göstergesi olan anne ve yenidoğan ölümlerini önlemek için doğum öncesi dönemde gebelerin risklerinin erken tanılanması, gerekli önlemlerin alınması ve tedavilerin yapılması hayati bir yere sahip. Gebelikte riskli durumları, annenin ve bebeğin sağlığını ve hayatını tehdit etmeden kontrol altına alınması gerekir. Burada ebelere önemli görevler düşüyor. En erken devrede gebelikteki riski tanılayarak ve önlemler alarak anne ve bebeğin sağlığını korumak ebelerin görev ve sorumluluğudur.”
Ebe tarafından yapılan risk değerlendirmesi sonrası gebenin izlem sıklığı arttırılır
Her gebenin muhakkak bir ebe tarafından takip edilerek risklerinin belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Ayça Demir Yıldırım, “Tüm gebelikler risk faktörlerinin olup olmadığı ya da ileride oluşup oluşmayacağı yönünden değerlendirilir. Ebe tarafından yapılan risk değerlendirmesi sonrası gebenin izlem sıklığı arttırılır ve kadın doğum uzmanı işbirliği ile takipleri düzenli yapılır. Gebelere ebeler tarafından risk değerlendirmesi dinamik olarak yapılır ve her izlemde tehlike işaretleri tekrar edilir. Gebelikte kanama, ateş, tansiyonun yükselmesi, şiddetli baş ağrısı, solunum güçlüğü, görmede bulanıklık, kötü kokulu akıntı, erken haftalarda kasılmaların başlaması ve/veya suyun gelmesi gibi durumlarda acilen ebe ile iletişime geçmesi ya da ebeye, kadın doğum uzmanına veya bir sağlık kuruluşuna, başvurması gerekir.” dedi.
Her gebenin kendi ebesi ile tanışıp takiplerini başlatması gerekir
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ayça Demir Yıldırım sözlerini şu bilgileri vererek tamamladı:
“Sağlık Bakanlığı tarafından doğum öncesi dönem, doğum ve doğum sonrası oluşabilecek risklerin yönetilebilmesi için ‘Riskli Gebelik Yönetmeliği’ yayınlamış ve klinikte bu rehbere göre ebeler gebelerin takiplerini yapmaktadır. Her gebenin kendi ebesi ile tanışıp bu takiplerini başlatması gerekir. Bu sayede sağlıklı anne ve sağlıklı yeni nesillere ulaşılacaktır.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bir yanıt bırakın